Çalışma hayatında kadının yeri her zaman tartışma konusu olmuştur. Bu konuda kadının çalışma hayatına girişi ve bu alanda başarılı olması ile ilgili çeşitli incelemeler yapılmıştır. Cinsiyet eşitsizliği her alanda yaşanırken çalışma hayatında da bunun yaşanması normal bir durum olarak karşılanmaktadır. Evinin dışına çıkan ve çalışma ortamlarında yerini alan kadına bakış sadece bizim toplumumuzda değil başka toplumlarda da farklı olmuştur.
Kadınlar çalışma hayatına ilk girişlerinde ucuz iş gücü ve uysal yapıları sebebiyle tercih edilmeye başlanmıştır. Sanayi toplumlarında kadınlar bir sonraki aşamada eğitimlerini tamamlayarak işyerlerinden üst düzey görevler almaya başlamıştır. Böylece ucuz ve yedek iş gücü olmaktan çıkmıştır. Kadının her alanda iş yapabilecek özelliklere sahip olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır.
21.Yüzyılda Çalışma Hayatında Kadının Yeri
Kadın denildiğinde tüm toplumlarda evde olması gereken kişi akla gelirken bu durum günümüzde değişmeye başlamıştır. Çalışma hayatında kadının yeri 21.yüzyılda çok daha parlak olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşadığımız yüzyılda sanayi alanında bile artık insan gücü yerine teknoloji, duygusal zeka, estetik kullanılmaktadır. Bu sebeple yeni yüzyılda ve çalışma hayatı olan her ortamda kadın avantajlı konuma yükselmiştir. Böylece pratik zeka gerektiren birçok işte erkekler yerine kadınlar tercih edilmeye başlamıştır.
Günümüz toplumlarında kadın her ne kadar çalışma hayatına adapte olmuşsa da eski düşünce yapısının devam ettiğini erkekler tarafından ayrımcılık yapılarak ikinci plana itilmeye çalışıldığı unutulmamalı. Bu durum her geçen gün etkisini yitirse de henüz istenilen anlayış seviyesine ulaşılamamıştır.
Cinsiyet Eşitsizliği ve Çalışma Hayatında Kadının Yeri
Çalışma hayatı ile ilgili düzenlemeler kadının aldığı eğitimle doğru orantılı olarak değişime uğramaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar ve gözlemler kadının iş hayatına katılmasında iş hayatındaki verimliliği arttırdığını göstermektedir. Aslında kadının girdiği her yerde estetik, nezaket ve pratik zeka devreye girdiği için çalışma ortamlarının çok daha uygun ve verimli ortamlar olması kadın ile mümkün olmaktadır. Çalışma hayatında kadının yeri yaşanan olumlu gelişmeler ile değişmeye başlamıştır.
Cinsiyet eşitsizliği çalışma ortamlarının birçoğunda yaşanmaya devam ederken kanunlar kadının haklarını korumak için değiştirilmektedir. Kanun karşısında kadın birçok noktada korunmaya alınmıştır fakat bu yeterli değildir.
Çalışma Hayatındaki Kadınlar ve Sosyal Düzen
Evinde ortamı düzenlemekte başarılı olduğu söylenen kadının bu başarısını iş hayatına taşıması ile birlikte sosyal yaşamda bir düzen oluşmaya başlamıştır. Bu düzen çalışma hayatında kadının yeri ve önemi konusunda da pozitif bir katkı sunmaktadır. Bütün bu gelişmeler ışığında günümüz kadını cinsiyet eşitsizliğine rağmen çalışma hayatının önemli parçası olmuştur. Kadının girmediği ve başaramadığı iş alanı yok gibidir. Bu gelişmelerin pozitif olarak değişmesi ve kadına olan güvenin her geçen gün artması temenni edilmektedir. Başarılı toplum olmanın yolu kadınlarla birlikte hareket etmekten geçecektir.